Kahramanmaraş merkezli meydana gelen ve 11 ilimizde ağır yıkımlara yol açan depremlerin peşinden harekete geçerek bağışlar toplayan aktör Eda Ece, bir gün önce Ankara’ya getirilen depremzedeleri ziyaret etti. Vatandaşlarla söyleşi eden aktör, hemen sonra Anıtkabir’e gitti. Mustafa Kemal Atatürk amacıyla deftere yazdığı yazıları okuyan aktör, gözyaşlarına yargıç olamadı.
Depremden ötürü güç günler geçirdiği ve depremzedelerin ömür sürdüklerinden oldukça etkilendiğini dile getiren aktör, ağlamış olduğı amacıyla kendini eleştirenlere yanıt verdi. Hayatından ve Mustafa Kemal Atatürk’e olan hayranlığından söz eden Eda Ece, Twitter hesabından yapmış olduğu paylaşımda şu kullandı: “Mustafa Kemal Atatürk’ü din düşmanı gösteren hepimiz, noksan ve hatalı biliyor. Fena niyetle aşağılama yazanlar ise bilgisizlik yapıyor. Din, güzel terbiye anlama gelir. Dindar kişi fenalık yapmaz. Ben de inançlıyım hem de sonuna kadar. Fakat din ismi aşşagıda kişilere kandırmanın karşısındayım. Niçin şu an mevzu Mustafa Kemal Atatürk? Bu sebeple bu ülkeyi sağlam bir yoklukla, fakirlikle, fedakarlıkla dış ülkelerin işgalinden kurtaran, özgürlük ve bağımsızlığına kavuşturan, Türkiye Cumhuriyeti (ulusal egemenliği)’ni kuran Mustafa Kemal Atatürk’çeşit ve halkımızdır. Ülkenin gençlerine bıraktığı yazılar bugün şimdi bile doğru öngörülerdir.”
“Bu ülkede yaşıyorsan, özgürsen, bir bayrağın, bir marşın, bir toprağın, hanenin var ise bunu Mustafa Kemal Atatürk’e borçlusun. Her kim olursan ol, bu hakiki değiştirilemez. Ben politikadan asla hoşlanmam {hiç de} ilgimi çekmezdi. Spor da sevmem örnek olarak bir tek tenisi sevdim. Sanat severim. Resimlere, ressamlara, heykeltraşlara bayılırım. Tiyatro oyunlarını, dizileri, filmleri, müzikalleri izlediğimde mutlu olurum. İyi okullarda okudum. Şişli Terakki Lisesi mezunuyum, Informasyon Üniversitesi’nde psikoloji okudum. Sanat zamanı dersleri aldım Mimar Sinan hocalarından, İstanbul Çağıl Müzesi’nin kurslarında, sanat galerisinde çalıştım sonrasında ise girdiğim bir auditionla oyunculuğa seçildim.”
“Hayatım süresince sınavlara çalıştım, şimdi bile rüyamda imtihana geç kalırım örnek olarak. Annem, babam hep ders aldırdı, matematik hocası harcama fizik hocası odaya girerdi. Gitmediğim dershane, kurs kalmadı. Gün, coğrafya (yereybilim yuvarbilim), din medeniyeti ve terbiye bilgisi hepsinin dersini aldım. Şu anda 32 yaşındayım, yetişkinim, çalışıyorum, kazanıyorum, kazandığımın yüzde 40’ını vergi olarak övünerek veriyorum üzerine çevrem şahittir ki kazandığımın çoğunu desteğe gereksinim duyan her insana dağıtıyorum. Bu ülkeye fayda sağlamaya çalışıyorum şundan dolayı memleketime borçlu hissediyorum.”
“Hayvan hakları, çocuk hakları, hanım hakları benim amacıyla oldukça mühim. Bunlar amacıyla uğraşan kişilere beni çağırdıkları her mekanda dayanak vermeye çalışıyorum. Bir hanıma, bir çocuğa sertlik istismar bu mevzulara kalbim dayanmıyor. Ayrı bir derdim yok. Hastane, vatan ziyaretlerimizde bana sarılıp ağlayan ‘Annemin en sevilmiş olduğu dizi ‘Yasak Elma’ydı öldü’ diye boynuma atlayan 9 yaşına sahip evladı görüp, iki çocuğunu eşini toprağa vermiş hanımla konuşup etkilenmemem, ağlamamam mümkün değildi. Ben taş değilim, insanım.”
“O yüzden bana ne derseniz kabul edebilirsiniz. Ben her şeyini bizzat kazanmış İTÜ mezunu mühendis bir babanın ve çağıl Mustafa Kemal Atatürk’ü seven benim videomu ağlayarak izleyen, Kuran-ı Kerim’i Arapça okumayı bilen duaları hep tutan, inci küpeye bayılan bir annenin kızıyım. Benim vicdanım rahat. Fenalık taşımıyorum içimde, kuvvet ya da para umurumda değil. Beni yalnız insanoğlu, hayvanlar ve çocuklar ilgilendiriyor. Tanrı benim içimi ve yaptıklarımı aslına bakarsanız görüyor. Sevgiler.”
İlgili Bilgiler
