Emeklilikte Yaşa Takınlanlar’a ( Eyt ) amacına yönelik organizasyonun harekete girmesi, 2 milyondan çok bireyi sevince boğarken, EYT’li olarak çifte maaş düşsel kuranları yakından ilgilendiren davada duruşma salonu, emsal durumunda bir hükme imza attı.
Tam 25 yıl süresince çalmış olduğu işyerinden emekli olduktan sonrasında ’emekli çalıştırmıyoruz’ denilerek kovulan işçiye mahkemeden müjde geldi. Duruşma salonu sonucuna mecburiyet olarak; işyerinde emekliliği hak edenlerin çalışmaktan çıkarılmasına dönük nesnel bir hükmün bulunmamasını gösterdi.
Gençliğini verdiği fabrikadan emekli oldukları nedeni öne sürülerek çalışmaktan çıkartılan işçi, İş Mahkemesi’nin yolunu tutarak çalışmaya iade davası açtı. Davacı emekli işçi; emeklilik sebebiyle meydana getirilen fesihlere bağlı yönetim heyeti hükmünün nesnel olarak uygulanmadığını, davalı işveren tarafınca meydana getirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı belirterek çalışmaya iadesine ve mali neticelerine sonuç verilmesini istedi.
Davalı şirket avukatı, çalışma akdinin geçerli nedenle fesih edildiğini belirterek davanın reddini korudu. Duruşma salonu, davalı işveren tarafınca meydana getirilen feshin geçerli nedene dayanmadığı nedeni öne sürülerek davanın kabulüne sonuç verdi.
Emekliliğin gelmesi halinde çalışma sözleşmesi gereği geçerli niçin ile fesih haklarının olduğunu dikkat çeken şirket, yönetim heyeti sonucu ile üst düzey yöneticiler dahil müdür ve alt kadrolarda çalışıp emekliliğe hak kazananların çalışma sözleşmelerinin fesih edilmiş olduğu, bu hükmün nesnel ve genel olarak uygulandığını belirterek davanın reddine sonuç verilmesi talebiyle istinafa başvuru etti.
Bölge Adalet sarayı Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi emsal özellikte bir hükme imza attı. Kararda; 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/2 maddesinde alenen, feshin geçerli nedenlere dayandığının kanıtlama yükü davalı işverene verildiği hatırlatıldı. Kararda şöyleki denildi: “İşveren kanıtlama yükünü yerine getirirken, ilk olarak feshin şartlarına uyduğunu, ondan sonra içerik tarafından fesih sebeplerinin geçerli (yada haklı) bulunduğunu kanıtlayacaktır. Vakada; davacının emek verme müddeti 04/11/1996-30/03/2021 tarihleri içinde olup, emeklilik(08) kodu ile çıkış bildirimi verilmiştir. Fesihten başlayarak mecburi arabuluculuk derecesi ile sonrasında davanın hak düşürücü zaman arasında açıldığı ve davacının çalışma güvencesi hükümlerinden yararlandığı anlaşılmıştır. İlk aşama mahkemesi hükmünü gerekçesinde; emekliliği gelen işçilerin çalışma sözleşmelerinin fesih edilmelerine bağlı yönetim heyeti hükmünün eşit – nesnel olarak uygulanmadığını, fesih sebebinin açılmıs – net olarak belirtilmediğini, davacı ile benzer statüde bulunup emekliliği gelmesine karşın çalışmaya devam edenlerin olduğunu belirtilmiştir. Bu vaziyette, çalışmaya iadeye amacına yönelik verilen sonuç dosya çerçevesine olumlu olup, istinaf nedenleri yerinde görülmemiştir. Öyleyse incelenen hükmün yöntem ve temel yönlerden hukuka olumlu oldukları anlaşılmış ve davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine sonuç verilmesi gerekmiştir.”